.........
Daha Eflani’yi görmeden evvel zihnimde bu Pazar yerinin bir harpten evvelki, bir de şimdiki haline ait canlı levha-i tezat tersim etmişti.
Nihayet karşıdan Eflani merkezi görüldü. İri gövdeleriyle, kırmızı kiremitleriyle, mağrur ve muazzam yükselen birkaç han binası, daha uzaktan, size buranın ehemmiyet-i hususiyesini ilan etmek ister gibi birer tavır takınmıştı. Gözüm bu nişane-i ümranı görerek hoşlandı. Çünkü birkaç saatten beri geçtiğimiz köyler hep üzeri siyah tahtalarla örtülmüş, sıvasız ve kiremitsiz, nazarlarım önüne birer levha-i kasvet seriyorlardı. Bir köyün manzara-i hariciyesinde güzellik için üç şey lazımdır: Kiremit, kireç, ağaç. Evet, bir köy yeşil ağaçlar arasında beyaz gövdeli kırmızı başlı evleriyle görünmelidir. Halbuki biz birkaç saattir hiçbir köyde bu üç rengi görmüyorduk: Yalnız şimdi karşımızda Eflani merkezinin kârgir haneleri bize buranın gördüğümüz köylere benzemediğini anlatıyordu. O gün Eflani’nin pazarı idi.
.........
Devamı "DÜNDEN BUGÜNE EFLANİ - II" adlı kitabımızın 2. baskısında yayınlanacaktır.
|